6 Eylül 2012 Perşembe

Acı(yorum)


Ben TV izleyemiyorum. Bu akşam biraz denedim. Önce haberi, peşinden de bir diziyi... İzlemeye çalıştım. Olmadı. Kalp atışlarımın hızlandığını ve terlemeye başladığımı hissedir hissetmez kapattım gene.

Bu sebeple internet daha cazip geliyor bana. Ayrıntılar beni boğuyor. Dünya'da olanları bilmem gerektiği gibi bir inancım ve hiç bir şeyi ama HİÇ BİR ŞEYİ değiştiremeyeceğim gerçeği var bir duvar gibi karşımda. Ne düşündüğüm, nasıl düşündüğüm önemli değil ama bir gidişat var ortada.

Ölümle doğum arasında bir yol var, yani iki kapıdır aslında olayın özeti. Aşık Veysel'in uzun ince bir yoludur yürüdüğümüz. Ölümün de güzeli varmış, temizi varmış ne bileyim, her acının bir kademesi varmış. Bence ''empati'' denen şey benim gibilere dayatılmış bir cezaymış.

Bugün iki acıyı savaştırdım beynimde. Benim bir evladım var. Fakat normal doğum yapmadığım için doğum sancısı nedir bilmiyorum. (Anneliğin sancısını biliyorum ama...) Bugün bir arkadaşım o an Allah'a isyanın sınırına geldiğini söyledi. Nasıl bir acıydı tarif ettiği; ancak göz bebeklerine bakan anlar. Bu sebeple anlatmaya girişmeyeceğim. Söyleyeceğim bir şey daha var : ben bebeğimi kucağıma aldığım andan beri ölmekten çok korkuyorum. Beni yüreğinden evlat sevgisi olan herkes çok iyi anlar; anne ya da baba olanlar demedim, doğurup da bilmeyenler, doğurmayıp da bilenler de var çünkü. Bunu da anlatmaya girişmeyeceğim.

Bedeninden acıyla, sancıyla, gözyaşıyla, terle, kanla kopardığın bir can aynı anda yüreğine işler. Bitti gitti işte saniyede; işledi içine. Kopmaz, bağırsan da, inlesen de artık!

Sanki o kopacakmış gibi
birileri gelir
ŞAKA gibi!
 senin etinin parçasını
 el emeğini,
göz nurunu
hani o sancılı an gibi
hani sanki yüreğinden de koparabilecekmiş gibi!
dalındaki bir meyve gibi
koparır gider.

Dünya'nın neresinde ve her ne şekilde olursa olsun, insanların haksızlıkla, barbarca hunharca katledilmesine dayanamıyorum artık. Birilerinin iktidar ve güç savaşı uğruna aynı nakaratı dinlemekten sıkıldım.

 Bu da benim cılız çığlığım olsun; burada dursun.


4 yorum:

  1. artık sesimizi bile duyuramıyoruz maalesef dediğin gibi cılız çığlık;karabasan basması var sanki üstümüzde..ne acı hergün boğazın düğümlenerek uyanmak ne acı..

    YanıtlaSil
  2. kocaman bi yumruk boğazlarımızda,yutkunamıyor,haberlerden uzak kalarak düşünmemeye çalışıyoruz ama çocuklarıma sarılırken endişeliyim yarınlarından ve karamsarım artık !Hayatım boyunca pozitif olmayı savunan ben....
    Emine Arslantaş Tan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eminecim, seni bilirim. Ama dediğin gibi karamsar olmamak elde değil. Biz her şeye alışır olduk. Normal karşılar olduk. Ne zaman böyle olduk bilmiyorum ama olduk işte...

      Sil

Bloğu olmayan arkadaşlar, ''anonim'' seçip önce isimlerini yazıp, yorum bırakabilirler. Şimdiden teşekkürler...