30 Kasım 2011 Çarşamba

Şehriyeli yoğurtlu mor lahana salatası



Sevgili arkadaşım Sadiye'nin yaptığı leziz kırmızı pancar salatasına doyamayıp akşama evde yaptığım uydurma salatam! Ama oldu; lila rengi gözleri de doyuran bir salatam oldu! Çok da güzel oldu. Bakın anlatayım nasıl yaptım :)


Malzemeler:
1 adet küçük boy mor lahana
1 çay bardağından az fazla arpa şehriye
1 su bardağı yoğurt 
1/2 çay bardağı mayonez
1 diş sarımsak
Tuz


Yapılışı:
Mor lahana koparılmadan içinden artı şeklinde bıçak geçirilir. Kaynayan suda yumuşayana kadar haşlanır. Soğuması için bir kenara alınır. Bu sırada arpa şehriye küçük bir tencere makarna usulü haşlanır. Süzülür, yapışmaması için sudan geçirilir. Soğuyan lahanalar küçük küçük doğranır. Sarımsak rendelenir. Mayonez, sarımsak tuz ve yoğurt bir salata kasesinde karıştırılır. Üstüne doğranan lahanalar ve haşlanan şehriyeler eklenir. İyice karıştırılır. Salatanız hazır. (Ben mayonez kullanmadım; daha hafif olsun diye) Sevgilerimle!

Laz böreği..

3 yıl önce memleket yollarında yemek molası vermiştik. İlk o gün tanıştım laz böreği ile. Adını çok sık duyduğum bir tatlıydı, nasip o güneymiş demek ki. Şunu söylemeden geçemeyeceğim: hiç ummadığım kadar damağıma yakıştı bu lezzet! O zamanlar bir arkadaşımın bloğunda paylaşmıştım bu tarifi. Burdan inceleyebilirsiniz. Şimdi kendi bloğuma da nasip oldu. Bizim yediğimiz tatlı el açmasıydı fakat bu haliyle bile o kadar oyalayıcı geldi ki bana elimde açtığımı hayal dahi edemiyorum :) Hazır baklava yufkasıyla tarifim :



MALZEME:
30 yaprak yufka
150 gram tereyağı
Muhallebisi için:
4 adet yumurta sarısı
4 su bardağı süt
1 su bardağından 1 parmak fazla toz şeker
4 çorba kaşığı nişasta
4 çorba kaşığı pirinç unu
Su
1 tutam tuz ve karabiber
Şerbeti için:1,5 bardak tozşeker
1 su bardağı su
YAPILIŞI
ilk olarak böreğin muhallebisi hazırlanır. Bunun için; 4 su bardağı süt tencereye alınır, üzerine 1,5 su bardağı şeker konularak kaynamaya bırakılır. Bu arada yufkaların ara katları için tereyağı eritilir. Diğer taraftan 1,5 su bardağı tozşeker ve 1 su bardağı su ile şerbet hazırlanır. 30 adet yufkanın yarısı tepsiye her katı yağlanarak dizilir. Yufkaların yarısı yağlanınca muhallebi için bir kapta 4 yumurta sarısı, nişasta, pirinç unu, az miktarda su, bir tutam tuz ve karabiber karıştırılarak sübyesi hazırlanır. Hazırlanan sübye kaynayan süte eklenir. Muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Muhallebin ilk sıcaklığı çıkınca yufkaların üzerine dökülür. Kalan yufkalar da diğer yarısı gibi her katı yağlanarak dizilir. Üzerine kalan yağ dökülür ve iri kareler halinde kesilir. 180 derecede üzeri nar gibi kızarana kadar pişirilir. Laz böreği pişince fırından çıkarılır. Şerbetinin soğuk olmasına dikkat edilerek şerbeti verilir.
Üstü çıtır ortası muhallebili nefis bir tatlı.. Hazır baklava yufkası ile yapılan bu tatlı yarım saatte hazırlanıyor. Mutlaka deneyin…
Afiyet Olsun



Ayva reçeli..

Kış hazırlıkları denildi mi ilk akla gelenler turşu ve reçellerdir. Türk mutfağının vazgeçilmezleridir. Bizim ailede reçellerin ustası anneannemdir. Yıllar geçti; boynuzlar kulağı geçti fakat Müzeyyen Sultan'ın saltanatı hala bitmedi. Dolabın bir köşesinde küçük bir kavanoz bulunur. Özel misafir olursa kahvaltıda masada yerini alır. Çünkü o anneannemin reçelidir. Şimdi ben de utanmadan reçel tarifi paylaşacağım iyi mi? Ama nasıl olsa ben de onun torunuyum.Usta çırak misali neneden toruna diyelim; tarife geçelim :)

Malzemeler:
1,5 kg. ayva
1200 gr şeker
1/2 limonun suyu
6-7 adet karanfil

Yapılışı:
Ayvalar ortadan iki parçaya ayrılır. Çekirdek yatakları çıkarılır. Arzuya göre soyulur. Ben soymamayı tercih ediyorum bu arada. Çok küçük olmayacak şekilde doğranır. Kararmaması için limonlu suda bekletilir. 4 su bardağı kadar su ile ayvalar yumuşayıncaya kadar pişirilir. Aynı tencereye şekerin tamamı ve karanfiller eklenir. Şeker eriyene kadar yavaş yavaş ayvaları dağıtmamaya özen göstererek karıştırılır. Kaynayınca altı kısılır. Rengi dönene kadar pişirilir. (Arada düz bir tabakta 1 kaşık soğutarak kıvamını kontrol edebilirsiniz. Çünkü ayva reçeli bu konuda aldatıcı olabiliyor. Soğudukça epey kıvamlanabilir ve rengi kararabilir. Bu sebeple arada kontrol etmeli. Ocaktan inmeden 5 dakika önce limonu sıkılır. Aynı tencerede soğutularak; soğuduktan sonra cam bir kavanozda muhafaza edilebilir. 

Bursa meyve bahçeleriyle ünlüdür tüm yurtta. İşte o kocaman sulu elmaları, deveci armutlarını, güzelim ekmek ayvalarını yetiştiren çiftçiler benim sevgili velilerim olur! :) Her hasat mevsimi meyvelerim dalından kopar kopmaz, pazar tezgahına düşmeden düşer avcuma! Pazarlarda meyve beğenmeyişim de bundandır hep! Şimdi hevesle ilkbaharı ve çıtır kirazlarımızı bekliyoruz. Hayırlısı ile tabiki. Hoş kalın; hoşçakalın!

29 Kasım 2011 Salı

Yöresel bir lezzet: Sakarca otu


 Soğuk ve yorucu bir günün sonunda, uyku öncesi sıcak bir merhaba benden size. İnsan memleketinden uzakta olunca işte böyle havasına suyuna, yağmuruna pusuna aşeriyor bir nevi! :) Birikmiş tariflerimi karıştırırken gözüme çarpan bu fotoğraf damağımı az sulandırsa da bu saatte paylaşmadan edemeyeceğim. Bilenler bilir; bilmeyenler de bize buyursun! :)
         Sakarca, soğangillerden, çoğunlukla Ordu-Giresun yöresinde bulunan, topraktan çıkarılması, toplanması çok zahmetli ancak yemesi bir o kadar zevkli, doğanın bize armağanı olan bitkilerden birisi.
Şekli taze sarımsağa benziyor, yaprakları daha ince ve kısa. Tarımsal olarak üretimi yapılmayan, bahçelerde kendiliğinden yabani olarak yetişen sakarca ilkbahar mevsiminde toplanıyor ve tüketiliyor. Bildiğiniz organik yani! Bir kaç yıldır moda oldu ya bu terim! Daha organiğini bulamazsınız yani! Bu güzel fotoğraf da aslında epey eski. Demetkuşum'un bereketli ziyaretlerinden birinden, bereketli sorfalarımızdan birinden diyelim!
Malzemeler ve yapılışı:
1 bağ sakarca otu
2 orta boy patates
1/2 çay bardağı sıvıyağ

Sakarcalar temizlenir, bol suda 1 saat kadar bekletilmesinde fayda var. Kumu dibe çöksün diye. Sakarcaların içinden bir kaç kez bıçak geçirmeli; aksi takdirde tüketilirken zorluk çıkarabilir. Uygun bir çelik tencerede oldukça iri doğranmış patateslerle birlikte haşlanır. Haşlanıp haşlanmadığını kontrol etmek için sakarcanın soğanlarını ezebilirsiniz. Eziliyorsa pişmiştir. Suyunu süzüp biraz ılımasını beklenir. Ilıdıktan sonra tavada sıvıyağın yarısı ısıtılır. Patatesler hafifçe ezilerek sakarca otu ile birlikte tavaya bastırılarak eşit şekilde döşenir. Her tarafının aynı şekilde kızardığından emin olunduğunda uygun bir kapakla ters düz edilir. Sıvıyağın kalan yarısı ile de diğer tarafı iyice kızartılır. Servis tabağına alınır. Sıcak sıcak tüketilmesi tavsiye edilir..

28 Kasım 2011 Pazartesi

Şoklanmış brokoli



Brokoliyle birbirimize ısınmamız öyle çarçabuk oldu ki! Memleketimdeki müthiş lezzetlerden bizim ''pancar çiçeği'' dediğimiz karalahananın ilkbaharda açan çiçekleriyle tadı birebir benziyor. Çok tüketirim fakat haşladıktan sonra sararmasından şikayetçiydim. Tesadüfen TV'de öğrendim bu tekniği. Tabiki yeni değildir ama ben epeydir böyle tüketiyorum. Hem gözüme hem de damağıma hitap ediyor :)


 Şokladığım brokolilerim..

Önce brokolileri yıkayın. Daha sonra köklerini tamamen kesmeden ayıklayın (Yani çiçek kısımlarını ayırın.) Bu sırada brokolileri haşlamak için tencerenin yarısını suyla doldurup kaynamaya bırakın. Kaynamış suyun içerisine brokolileri ekleyin ve 3 dakika sonra alın (Brokoli bu şekilde diri kaldığı için aynı zamanda besin değerini de kaybetmemiş oluyor.) Hemen soğuk sudan geçirin (Bu şoklama sayesinde brokolinin parlak yeşil rengi muhafaza olacaktır.)

                                                                                             Bu da bizim pancar çiçeğimiz. Eklemeden edemedim!

Kuru yufkadan kolay tava böreği


 Memleketimde Giresun'umda özellikle Ramazan ayı arefesinde evdeki tava boyutunda açılır bu yufkalar. Sac üzerinde kurutulur. Üst üste dizilerek saklanır.Yurdumuzun dört köşesinde farklı isimlerle anılır, farklı şekillerde saklanır. Giresun'da kurutularak saklanmasının sebebi tamamen nemli bir iklime sahip olmasından kaynaklanıyor.
Sahurların baş tacı, aniden bastıran misafirlerimizin çayının yanında katığıdır. Bu fotoğraflar canım dostum Demet'imden. O akşam o sofrada bulunamadığım için çok pişmanım.. Demet patatesli iç harcı tercih etmiş. siz de istediğiniz malzemeyi kullanabilirsiniz. Börekte kullandığınız herhangi bir iç malzeme olabilir.
Tarifi çok basit:


Malzemeler:

  • 6-7 yaprak kuru yufka (tava boyutunda, yufkalar daha büyükse kırılarak da kullanılabilir.)
  • Sıvıyağ veya tereyağ
  • Islatmak için ılık su
  • Tercih edilen iç malzemesi
Yapılışı:
Tavada arzu ettiğiniz kadar yap ısıtılır. Altı kısılır. Yufkalar teker teker sadece ıslatılarak 3 veya 4 kat döşenir. (Arzuya göre bu aşamada yufkalar ters düz edilebilir.)İç malzeme eşit miktarda yayılarak diğer yufkalar da aynı şekilde ıslatılarak döşenir. Her tarafının aynı derecede kızarmasına dikkat edilerek kısık ateşte kapağı kapalı olarak kızartılır. Her tarafının aynı derecede kızardığından emin olunduğunda diğer tarafı da aynı şekilde kızartılır. İşte kolay böreğiniz hüpletilmeye hazır. Siz çayı koyuverin ben geliyorum! :)

Katmer poğaça

     Mutlaka bir yerlerde karşılaşmışsınızdır katmer poğaçayla. Ama ben bu sefer herhangi bir tarife sadık kalmadan öylesine yapıverdim. Poğaça tarifi kişinin damak lezzetine göre değişiyor. Benim de ruh halime göre! Bazen sütle; bazen yoğurtla yoğururum. Bazen az şeker katarım hamura bazen de canım çekmez katmam. Şimdi bu tarife geçiyorum; bu sefer poğaçam kat kat açılsın istedim; oldu!
Malzemeler:
  • 2 su bardağı ılık su
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 1/2 yaşmaya
  • 2 tatlı kaşığı toz şeker
  • 2 tatlı kaşığı tuz
  • Tereyağ (hamuru açıp arasına sürmek için)
  • Aldığı kadar un
İç malzemesi:
  • Kıyılmış maydanoz (ben kullanamadım; dolapta kalmadığından)
  • Peynir veya lor
  • Arzuya göre pulbiber veya karabiber 
  • 1 yumurta (sarısı üzeri için ayrılacak)



Yapılışı:
  • Öncelikle derin bir kapta ılık su, zeytinyağı, şeker ve yaş maya karıştırılır. Homojen bir karışım elde edilir. 20 dk dinlenmeye bırakılır.
  • Karışım kabarmaya başladıktan sonra içine tuz karıştırılmış un yavaş yavaş elde edilerek sert olmayan pufidik bir hamur elde edilir. Kulak memesi kıvamı uygundur sanırım.
  • Hamur üzeri nemli bir bezle örtülerek mayalanmaya bırakılır.
  • Mayası gelince merdane yardımıyla 1 cm kalınlığında açılır. İçine tereyağ sürülerek mektup zarfı şeklinde katlanır. Tekrar merdaneyle açılır. Çok inceltilmez. 2 cm kalınlık sanırım uygun olacaktır.
  • Uygun bir bardak veya kapakla kesilip oluşan dairelerin içine maydanoz-peynir ve yumurta akından oluşan karışım konup kapatılır. (Kapatmak için çok da zorlamayın. fırında açılıyorlar zaten, hoş da görünüyor hani :)
  • Üzerine yumurta sarısı sürülüp önceden 180 derecede ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirilir. Fırında çok beklemesinde fayda var. ayrıca fırından çıkar çıkmaz üzerine nemli bir kapatıp bekletirseniz daha da pufidik oluyorlar. Afiyet olsun!


En sevdiğim güz ve elmalı nefis kurabiye..


     En sevdiğim mevsimdir sonbahar. ''Güz'' ismini daha bir yakıştırırım bu mevsime. Şu hani sıcaklardan bunaldıkça bunaldığımızda artık havalar serinler; arada esen rüzgarlar bir haber getirir ya size! İşte ben o haberi alır almaz toprağa koşarım. Biraz havayı koklar; güzeel bir köy kahvaltısı yapar gönlümü hoş eylerim. Bu güz başında yollarını çok sık aşındırdığımız Alaçam köyünde dalından organik minicik elmalar ve dalından ceviz toplama fırsatı bulduk. En sevdiğim mutfak dostunun sitesinde bu tarife de rastlayınca; benim çok hafif, organik, orjinal kurabiye boyutundan birazbüyük nefis kurabiyelerim ortaya çıktı. Hilalciğime ve onun alıntı yaptığı buzlubademe teşekkürlerimi sunuyorum.  Şiddetle tavsiye ederim. İç malzemesini bol bol koyunuz. Elmalı tarçınlı lezzetlerin aşıkları buraya! (Gece fotoğrafladığım için fotoğraf kalitesi iyi değil; fakat fotoğrafı güncelleyebilirim bu ara, burnuma tarçın kokuları geliyor buram buram!)

 Dalında elmalar..

 Şimdi tarife geçelim.


Hamur İçin:
200 gr. tereyağı (oda sıcaklığında)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı yoğurt
2 ad yumurta
1 çay kaşığı tuz
5-6 su bardağı un
Yarım paket kabartma tozu
Yarım paket vanilya
İçi için:
4 elma rendesi
3 yemek kaşığı toz şeker
Yarım tatlı kaşığı tarçın
Yarım su bardağı iri kıyılmış ceviz
Üzeri İçin:
Pudra şekeri
      YAPILIŞI:

Elmalar rendelenir,  toz şeker ve  tarçınla birlikte suyunu salıp çekene kadar pişirilir.  İyice yumuşadıktan sonra iri kıyılmış  cevizler ilave edilerek karıştırılır ve soğumaya bırakılır
Hamur için un ve kabartma tozu hariç bütün malzeme karıştırılır. Un ve kabartma tozu birlikte elenerek yavaş yavaş eklenir.Ele yapışmayan orta sertlikte bir hamur olmalıdır. Bu nedenle unu parça parça eklemek gerekir. Elde edilen hamur 20 dakika dinlendirilir.
 24 adet iri yumurta büyüklüğünde beze yapılır. Her bir beze çay tabağı büyüklüğünde  daire şeklinde yassılaştırılır.
Daire şeklindeki hamurun bir kenarına elmalı  içten konur. Diğer kenar ise uzun şeritler halinde kesilir. Bu işlemden sonra, börek gibi sarılır ve ay çöreği gibi kavisli bir görüntü verilir. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilerek 180 derecede üzeri pembeleşene kadar 25-30 dk pişirilir. Fırından çıkınca Üzerine pudra şekeri serpilerek soğuması  beklenir.

 Not: Kepekli undan bu kurabiyeyi yapmak isterseniz: Normal un yerine 4,5 su bardağı kepekli un  kullanmanız ve 150 gr margarin gerekmektedir.

Aşağıda gördüğünüz elmalı kurabiye fotoğrafları da becerikli arkadaşlarımdan... 
 Emir2in doğum gününde Demet'in elmalı kurabiyeleri...

Günümüzden Selcan'ın elmalı kurabiyeleri...

27 Kasım 2011 Pazar

Bursa ve İskender..





  Yaz başında yurt dışından canım halam ve ailesi geldi ziyaretimize. Çevreyi gezdik biraz. Ulucamii'yi, Kapalıçarşıyı, Uzunçarşıyı.. Kadınlar bir araya gelir de alışveriş yapmaz mı? Topuklarımız sızlayınca karnımızın acıktığını da hissettik. Rotayı Botanik Park içindeki o muazzam Efendi Konağı'na çevirdik.




  O nasıl bir havaydı. Kendimizi öyle özel hissettik ki. Anlatılmaz yaşanır. Bu sefer tarif paylaşmayacağım. Bir tavsiyede bulunacağım: İskender, Kebapçı İskender'de yenir! Bir kaç fotoğraf sizin için.. ( Ben şırayla uyumuna bayıldım.)

Giresun kadayıfı

    Çoğumuz biliriz tabi kadayıfı. Ama Giresun’daki başka. Bildiğiniz kadayıftan farkı tamamen kuru ve çok daha ince olması. Sadece Giresun’da üretiliyor şimdilik. Bizler memleketimizden uzak yaşadığımızdan bazı bize has lezzetlerimiz kilerlerimizde, dondurucularımızda yerini alır. Kadayıf da ilk sırayı alır her zaman. Çünkü Giresun dışında bir yerde bulmak neredeyse imkansız. Geçen yıl Ramazan ayında bir haftasonu kızkardeşime küçük bir kaçamak yaptım. İftar için hazırlanırken tatlı olarak kadayıf yapmak geldi aklımıza. Giresun’da kadayıf fındıklı yapılır doğal olarak.
Ve daha çok sütlü kadayıf meşhurdur. Biz şerbetli yaptık bu sefer. Şimdi bu ufak tarfimizi sizlerle paylaşayım:

Malzemeler:
300 gr Giresun kadayıfı
100 gr tereyağ
Bir bardak fındık içi (kavrulmuş ve çekilmiş olacak)

Şerbeti için:

3 bardak şeker
3 bardak su (arzuya göre süt)
¼ limon

Yapılışı:
  • Fırın 150 dereceye ayarlanır. Önce şerbet hazırlanır. 
  • Su ve şeker bir tencerede 15 dak kaynatılır; limon sıkılır ve 2 ila 3 dak daha kaynatıldıktan sonra altı kapatılır soğumaya bırakılır. (Eğer şerbet süt ile yapılacaksa limon sıkılmaz.) 
  • Kadayıfların yarısı tepsiye döşenir. Arasına çekilmiş fındıkların yarısı yayılır ve kalan kadayıflarla üstü tekrar kaplanır.
  •  Tereyağ, arzuya göre ısıtılıp eritilerek yada küçük parçalar halinde kadayıfların üstüne yerleştirilir.
  •  Isınmış fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir. (Kadayıf fırından çıktıktan sonra 10 dakika beklenilmelidir.)
  •  Bu arada iyice ılıyan şerbet ile tatlı iyice şerbetlenir. Üstlerinin de şerbet çekmesi için çatalla hafifçe bastırılabilir.,
  •  Yarım saat kadar sonra kalan fındıklar üzerine serpilip servise hazırdır. Afiyet olsun 

Bonibonlu kurabiye



Taaa Mart ayında küçük görümcemin doğumgünü için yapmıştım bu kurabiyeleri. Çocukların göz zevkine hitap ettiği için sofrada illaki denenmeden geçilmiyor. Farklı hoş bir sunum oldu. Nette bir çok tarife rastlamak mümkün. Tarifi nerden aldığımı inanın araştırdım ama bulamadım. Herkes hakkını helal etsin..

Malzemeler;
1 Paket nişasta(400gr )
250 gr margarin veya tereyağ (oda sıcaklığında)
1 adet yumurta
1 su bardağı un
1 pkt kabartma tozu
1.5 su bardağı pudra şekeri
Üzerı için;
2 kutu bonibon
Yapılışı:
  • Bir kapta tereyağ(margarin),yumurta ve şeker karıştırılır. 
  • Nişasta un ve kabartma tozu eklenerek ele yapışmayan bır hamur elde edilir.Ele yapışıyorsa biraz daha un eklenebilir.
  • Merdanele açılarak çiçek şeklindeki kurabiye kalıbıyla şekil verilir.
  • Bonibonla süslenır.Önceden ısıtılmış 160 derece fırında üzeri beyaz kalacak şekilde pişirilir.
''Bir tane de sarı yiyeyim; dur bir tane de pembe'' derken kızım tarafından tüketildi epey. :)

Bulgur pilavı

Benim için kış aylarının vazgeçilmezidir bulgur pilavı. Tek başına öğün savar bazen. En acele zamanlarımda beni turşu ve ayran eşliğinde kurtarır bu enfes lezzet. Mercimeklisini; şehriyelisini; tavuklusunu ve bir çok çeşidini ilerleyen zamanlara paslayarak tarife geçiyorum. Evde yemek olmayınca okuldan gelmek çok stresli oluyor. İşte bu tarif öyle bir günden kalma. :)

Malzemeler:
1 su bardağı bulgur
1 orta boy soğan
1 orta boy domates
2 adet sivri biber
1/2 çorba kaşığı biber salçası
6 çorba kaşığı zeytinyağı (ben zyağı kullanmayı tercih ediyorum.)
1 buçuk su bardağı su (tavuk suyu olsa daha hoş olur.)

Yapılışı:

Bulgurları defalarca yıkamıyorum. Sadece ıslatıyorum ve o suyunu süzüyorum. Vitaminine çok ihtiyacımız var.


  • Bulgurları ıslatıp 2 dakika sonra suyunu süzün.
  • Bir tencerede z.yağını ısıtıp yemeklik doğradığınız soğanlarınızı çevirin. Biberleri de ince ince doğrayıp ekleyin. 2 dakilka da biberlerle çevirip küp küp doğradığınız domatesleri ve salçayı ekleyin. 
  • Domatesler suyunu salıp çektikten sonra süzdüğünüz bulguru; yeteri kadar tuzunu ve karabiberini ekleyip karıştırın.
  • En son suyunu da ilave edip kaynadığını gördükten sonra altını kısın. Kısık ateşte pişirin.
  • Suyunu çektiğinde pişmiştir. 
          Doğrusu biraz dinlendikten sonra tüketmektir. Fakat ben ocaktan iner inmez severim pilavları. Ayrıca o kadar acıkmış oluyoruz ki doğrusu bekleyecek zamanımız olmuyor. Sevgiyle kalın.

Tavuklu kereviz yemeği

Kereviz benim hayatıma yeni girdi. 2 yıl oldu tanışalı. Bizim yörenin sofra kültüründe kerevize yer yoktur ne yazık ki. Hep kötülediler; kokar dediler, ben de yemeden nefret ettim! Geçen yıl denemeye karar verdim. Yıllardır haksızlık ettiğim bu vitamin deposu, sağlıklı, kök altın sebzeye :) Artık mutfağımın baş tacı. Daha çok zeytinyağlısını ve yoğurtlu salatasını tükettiğim kerevizi şöyle bir zenginlik katan mutfaksırlarını kutluyorum. Denedim oldu. Çok da güzel oldu. :) Ben malzemeyi yarıya indirerek kullandım. Çünkü evde yalnız tüketiyorum bu sebzeyi :( Tarife geçelim.



Malzemeler:
100 gr tavuk eti
1 adet orta boy soğan
1 adet orta boy kereviz
1 adet orta boy havuç
1 adet kırmızı tatlı biber
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz ve karabiber
1 su bardağından az fazla sıcak su

Yapılışı:

1- Soğanı yemeklik doğrayın, biberin çekirdeklerini çıkarttıktan sonra ince ince kıyın.
2- Kerevizleri soyup küp küp doğrayın. Tavuk etlerinin varsa derisini alın ve kerevizlerin büyüklüğünde doğrayın.
3- Zeytinyağını tencereye alın soğanları atarak kısık ateşte kavurun (daha sağlıklı olmasını istiyorsanız biraz da su ekleyin, biliyorsunuz ki kavrulan yiyeceklerin kalorisi katlanıyor), hafifçe pembeleşen soğanlara tekerlek şeklinde doğradığınız havucu da ekleyerek 2 dakika daha kavurun.
4- Küp küp doğradığınız tavukları ve kıydığınız biberleri ekleyin. Tavuklar suyunu salıp çekinceye kadar kavurun.
5- Pişip beyazlaşan tavuklara kerevizleri ekleyin ve 1-2 kez çevirin, tuz ve biber ile tatlandırın.
6- Tencereye kerevizlerin boyuna gelecek kadar sıcak su doldurun, tencerenin kapağını kapatarak kerevizler ve tavuklar yumuşayıncaya kadar kısık ateşte pişirin. Bekleme aşamasında, yıkayıp, limonlu suda beklettim kerevizlerimi. Suyunu ekleme sırası gelince de bu limonlu suyu ekledim. Biraz mayhoş bir lezzet isteyenler deneyebilir; ben çok sevdim. Görüşmek dileğiyle..


Kocaman bir Selam ve Ayva tatlısı..

                   Merhabalar!  Mutfağı çok seven biri; vakit buldukça blogları karıştıran farklı lezzetler denemeyi seven, yaptığı yemekleri fotoğraflayıp arşivleyen, çok yığıldığını  görünce de ''E benim de bir bloğum olsun bari!'' diyerek işe koyulan bir anne, öğretmen, ev hanımıyım ben. Vakit buldukça buradayım. :) İlk tarifim bir meyve tatlısı. E mevsimi geçmeden yayınlamalı; bir de tatlı başlamalı ki tatlı tatlı devam etsin!  İlk defa Ayva Tatlısı yaptım.  Yıllar önce keşfettiğim ve aslında çok da ünlü olan Sevgili Portakal Ağacından aldığım tarife göre yaptım. Çok da güzel oldu. Tekrar görüşmek dileğiyle.. 


  • 5 adet ayva
  • 1 kg toz şeker
  • 1/2 çay kaşığı gıda boyası
  • 7-8  adet karanfil
  • ayva çekirdekleri
hazırlanması:
  1. Ayvaları  soyup ikiye bölün. Çekirdek yataklarını çıkarıp çekirdeklerini bir kenarda bekletin
  2. Temizlenen ayvaları yayvan bir tencereye yanyana dizin.  Bir su bardağı kadar suda eritilmiş gıda boyasını üzerine dökün.
  3. Şekeri, karanfilleri ve ayva çekirdeklerini ekleyin. Ayvaların yarısına gelecek kadar soğuk su koyarak pişirin.(Pişerken taşabilir; dikkat edin.)  Piştikten sonra soğumasını bekleyin.
  4. Daha sonra bir servis tabağına alıp arzuya göre dondurma; muhallebi ve ya kaymakla servis edin. 
  5. Üzerini süslemek için damak tadınıza göre ceviz, fındık ve ya fıstık kullanabilirsiniz.