16 Nisan 2013 Salı

Mantar kokoreç


 Sağlıklı mutfak yazarı, sevgili arkadaşım Hilal'in orjinal tarifidir. İstiridye mantarını bilen bilir. Şimdilerde marketlerde çokça rastladığımız bu mantarın diğer adı da Kavak mantarıdır. Lezzeti muazzamdır, iddialı bir mantarsever olarak tavsiye ederim. Ben daha çok tereyağında öyle bir çevirir, tadına varırdım, bu sefer Hilal'in tarifi ile yaptım. Çok sevdim. Deneyin, yanına da bir pilav yapın. Ya da durun çok hoş bir makarna sosu da olur bu yemekle, değil mi?

Malzemeler:
200 gr istiridye mantarı
2 adet sivri biber
2 adet salçalık biber
2 adet domates
2 diş sarımsak
Zeytinyağ
Karabiber
Kekik
Tuz

Yapılışı:
Mantarlar bir sudan geçirilir. Küçük küpler halinde doğranır. Yeşil ve kırmızı biberler, sarımsak minik doğranır, zeytinyağında tuzu da eklenerek sotelenir. Mantarlar eklenir. Biraz karıştırılır, minik doğranmış domatesler eklenir. (eğer domatesiniz çok suluysa ortasını çıkarın ki yemeği sulandırmasın.) Karabiber ve kekik eklenir. Susuz bir yemek olacak, suyunu iyice çekince altı kapatılır.

İstiridye mantarı çok çabuk pişiyor, Bu yemeğin ortalama hazırlama ve pişme süresi 15-20 dakikayı geçmiyor. İşten döndüğünüzde hemen hazırlayıp sofraya koyabileceğiniz bir yemek. Afiyet olsun, Allah'a emanet olun...



15 Nisan 2013 Pazartesi

Portakal reçeli


Fotoğraf çekmeye üşendiğimden bekleyen bir tarif bu. Aslında üşenmek değil de isteksizlik benimkisi. Hiç bir şey yapasım yok. Öyle kırık kırgınım..
Sebeplerim de var. İnsanların çoğuna güvenimi kaybediyorum yavaş yavaş...
Bir de üstüne şu haberlerde çıkan kanser hastası kardeşimin Cuma namazı çıkışı cami kapısında bakanla arasında geçenler eklendi. Çok canım yanıyor, ses tonu, bakışı, sözleri gözümün önünden gitmiyor. Bunu buraya yazmak istiyorum, çünkü unutmak istemiyorum.
Tek başınayız bu dünyada.. Sınavın ağırlaştı mı, bu durum, daha da belirginleşiveriyor. Bakanın ''Ben başka napayım, al şu parayı'' lafı en çok içimi ezen... Evet ne yapsın... Aslında, o para da ne yapsın... Sesini duyuramayan niceleri ne yapsın peki.... Öylece sessizce son nefeslerini verenler.. Bu Dünya'nın ötesi de var...

Fotoğraf gece çekimi olduğundan böyle. İdare ediverin napalım :/
Miss gibi portakal kokan bir reçel bu. Aynı tarifle kabuğunu soymadan da yaptım, ben daha çok sevdim çünkü o buram buraam portakal kabuğu kokuyor. E tabi biraz acılığı var, ama beni rahatsız etmiyor, hatta seviyorum. Rahatsız olanlar için de bu reçeli yaptım. Kabuğunu rendeleyin diyor Cahide Sultan. Fakat ben rendelemeye sabredemedim onca portakalı. İncecik soyuverdim kabuğunu.

Malzemeler:
8 adet portakal
8 su bardağı şeker
8 su bardağı su
Bir çimdik tuz
Yarım limonun suyu

Yapılışı:
Öncelikle iyice yıkanan portakalların kabuğu incecik soyulur. (Sadece turuncu kısımları soyulacak. beyaz kısımları kalacak.)
Üstünü geçecek kadar su doldurulan tencere kaynadıktan sonra 5 dakika kaynatılır, suyu dökülür. Portakallar soğumaya bırakılır. (Sıcak sıcak doğrarken eli çok fazla yakıyor, o sebeple :) )

Derince bir tencereye şeker ve su koyulur. Tuz ve limon suyu eklenir. Koyu bir şerbet olana kadar kaynatılır. Ardından portakallar dilimlenir. Şerbete eklenir. Hafifçe şerbetin içine bastırılarak kaynamaya bırakılır. Arada üzerinde biriken köpüğü toplanır. Üzeri göz göz olana kadar kaynatılır. ( Yayvan bir tabağa şerbetinden alıp soğutup kıvamını kontrol edebilirsiniz.) Bu tarifle 2 kavanozdan bir kase fazla reçel çıkıyor. Daha ne olsun, şükrünüz bol olsun...


14 Nisan 2013 Pazar

Anne kurabiyesi

                                    Köpüklü bir Pazar kahvesi ikram edeyim önden...

   --------------------------------------------------------------------------------------------------------
Şimdi gelelim kurabiye tarifimize. Hani eskiden annelerimiz her zamanki kek tariflerini daha koyu halde böyle kurabiyeler yapardı. Durdukça daha da güzelleşir, lezzeti katmerlenirdi. İşte bu lezzet, o lezzet! Fırınlarda ''Asker kurabiyesi'' adıyla da görebilirsiniz. Asıl lezzeti veren içindeki karbonat kokusudur bu kurabiyelerin. Ben kabartma tozu kullandım ama karbonat kokusunu arıyor insan bu kurabiyelerde.

Malzemeler:
2 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 dolu dolu yemek kaşığı tereyağ
1 çay bardağı zeytinyağı
2 yemek kaşığı yoğurt
1 portakal kabuğu rendesi
1 paket kabartma tozu ya da 1 tatlı kaşığı karbonat
1 paket vanilin
3-4 su bardağı un (yarısını kepekli un kullandım çok yakıştı.)

Üzeri için:
1 yumurta sarısı
1 yemek kaşığı toz şeker



Yapılışı:

Un, kabartma tozu ve vanilin hariç tüm malzemeler karıştırılır. İyice özleşince unu (kabartma tozunu ve vanilini ilk bardak una karıştırıp öyle ekleyin) eklenerek yoğurulur. Un için tam ölçü veremiyorum. Un markasına göre farklı yoğunluklarda olabiliyor çünkü. Kulak memesi kıvamına geldiğinde yeterli unu eklemişiz demektir. Yoğurdukça eklemeli unu. Kepekli unla çok hoş bir rengi oldu bence.

Kulak memesi kıvamına geldiğinde mandalina büyüklüğünde parçalar koparılır. Yağlanmış tepsiye dizilir. Üzerine yumurta sarısı ve toz şeker eklenerek. 175 derecede ısıtılmış fırında altı üstü kızarana kadar pişirilir. Allah'a emanet olun. Dualarınızdan beni eksik etmeyin...

9 Nisan 2013 Salı

Etli pırasa dolması

     Soğanı ve soğangilleri ne çok severim. Pırasa da çokca kullandığım bir sebzedir. Mevsimi geçti artık, sezonun son pırasasının dış kabukları böyle bir yemek oldu. Bu dolmayı gene Cahide'nin sitesinde gördüm. Daha önce  de yapmıştım pırasa dolması, fakat onlar zeytinyağlıydı ve muska şeklinde sarılmıştı. Bu tarif ona göre çok pratik. Sadece pırasaların katlarını kolay ayırmak için bir gece önceden dolaptan dışarı çıkarmak gerekiyor. Önceden pırasaları haşlamak da yok, çiğ olduğu için epey diri oluyor. Dolayısıyla doldurmak da bir o kadar kolay.


Malzemeler:
2 büyük kalın pırasa
2 orta boy soğan
3 diş sarımsak (ince kıyılmış)
300 gr orta yağlı kıyma
1 buçuk su bardağı pirinç
1 buçuk yemek kaşığı karışık salça (biber- domates)
1 adet rendelenmiş domates
1 tatlı kaşığı kimyon
1 tatlı kaşığı karabiber
1 buçuk tatlı kaşığı tuz
1  yemek kaşığı nar ekşisi
Yarım çay bardağı zeytinyağı

Sos için:
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı nar ekşisi
1 tatlı kaşığı tuz
2-3 su bardağı su


Yapılışı:
Pırasalar parmak uzunluğunda şeritler halinde kesilir. Katları ayırılır. Birer kısa boru gibi olacak. (İçlerini zeytinyağlı pişirebilirsiniz. )

Soğan- sarımsak kıyılır. Kıyma, yıkanmış pirinç, salça, baharatlar, tuz, nar ekşisi, rende domates, yağ eklenir ve yoğurulur.

Pırasalar bu harçla her iki ucunda da 1 parmak boşluk kalacak şekilde doldurulur. Dibine pırasa yaprakları koyulmuş tencereye döşenir.

Bir sos tavasında yağ ve salça eritilir. Nar ekşisi ve tuz eklenir, karıştırılır. Suyu eklenir, kaynayınca dolmaların üzerine gezdirilir. Dolmalar kaynadıktan sonra altı kısılır, pırasalar yumuşayıncaya kadar pişirilir. Pırasaların durumuna göre su eklenebilir.  Yarım saat dinlendirilir. Yoğurt eşliğinde servis edilir.

Not: Orjinal tarifte dereotu ve maydanoz var. Evde bulunmadığından benim tarifimde yok. Olsaydı bol bol kullanırdım. Allah'a emanet olun...