31 Mayıs 2012 Perşembe

Zeytinyağlı sultani bezelye


Geçen Cumartesi yağmurdan sonra çıktığımız köy gezisinde yol kenarındaki köylülerden aldığım bezelyelerle yapmıştım bu yemeği. Nasıl sevindim görünce! Çok çabuk geçiyor vakti sultani bezelyenin. Kalmamıştır tadı diye pazarlarda bile gözlerim aramıyordu. Yolun kenarında çıtır çıtır bana gülümseyen bu görüntüyü görene kadar tabi. Dağ köylerinde daha geç oluyor ya ürünler, biz çileği bile son vakitlerinde dağ çileği alıp reçelini yapmayı tercih ediyoruz. Daha bi minik, daha bi kokulu oluyor sanki. Diblesini mi yapsam, ne yapsam? Gene duramadım vazgeçilmezim zeytinyağlısını yaptım. Ben dible ya da pilavları diri sevdiğim için bekleyince benim için hiiç cazip olmuyorlar. Diblesini çok özledim ama 3 gün aynı dibleyi yiyemem dedim :) Evde yiyen yok çünkü benden başka :( Gene zeytinyağlı yaptım. Satın aldığım hanımın tartısı olmadığı için karşılıklı haklarımızı helal ederek 2-.5 TL'lik aldım bezelyeyi. O sebeple ölçü veremeyeceğim. Ama benim Giresun tavasını doldurdu işte anlayın :)

Malzemeler:
2.5 TL'lik helal sultani bezelye :))
2 adet domates
1 ortaboy soğan 
Tuz, Zeytinyağı

Yapılışı:
Bezelyeler ayıklanır. Yıkanır. Tavaya döşenir. Üzerine kabuğu soyulan domatesler ve soğan söğüş doğranır. tuzu ve zeytinyağı eklenerek su eklemeden (yıkadığımız su yeterli olacaktır.) pişirilir. Kaynadıktan sonra altı kısık pişiriniz. Dibi tutmadan ama suyunu çekince altı kapatılır. dinlendirilir. Ilık servis edilir.

29 Mayıs 2012 Salı

Limonlu-cevizli- üzümlü kek

Aslı'nın günden nefis ferah bir kek. Böyle günlerde kekti kurabiyeydi hep sona kalır ya! Bu kek önce tüketilenlerden oldu. Çok nefisti. Tarifi veriyorum. Ben de deneyince ölçüleri güncellerim artıkın.


Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı +2 yemek kaşığı şeker
1 su bardağı yoğurt + ılık su
Yarım çay bardağı zeytinyağı
2 limonun suyu
1 çay bardağı kuru üzüm
1 çay bardağı iri kıyılmış ceviz içi
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
1 limon kabuğu rendesi
2 su bardağı un (kıvama göre artırılabilir.)


Yapılışı:
Şeker ve yumurtalar çırpılır. Yoğut ve ılık su karışımı, zeytinyağı eklenir. Çırpılır. Limon suyu eklenir, çırpılır. İçine kabartma tozu ve vanilin eklenmiş ve elenmiş un eklenir karıştırılır. En son ceviz, kuru üzüm ve limon kabuğu rendesi eklenir. Tahta kaşıkla karıştırılır. Yağlanıp unlanmış kalıba dökülür. Önceden ısıtılmış fırında kürdan testini geçene kadar pişirilir.

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Pizza börek

Pizza tadında bir börek. Geçen yıl arkadaşım Tuğba (kulakları çınlasın) öğretmenler odasında masanın üstünde bir kağıtla anlatmıştı katlama aşamalarını. Denemek bugüne nasipmiş. Dolaptaki sucuğu değerlendireyim. İpek ana sınıfında olduğundan bizden 1 saat erken çıkıyor, acıkmış oluyor. Onun açlığını bastırsın diye mutlaka bir şeyler bulundururum beslenme çantamda! :) Öyle böyle derken sabah erken kalkıyoruz malum, yapıverdim sıcak sıcak. Kahvaltıda da yedi. Öğlen şiddetli sağanak yağış olduğundan babamız okula bırakmak için geldi, ona da tattırdık .Tam not aldık. İşte tarifimiz.

Malzemeler:
1 paket hazır yufka (5 adet kadar)
1 su bardağı yoğurt
1 çay bardağından az zeytinyağı
Yarım kangal sucuk
2 adet domates
2 adet sivri biber
Arzu edilen miktarda kaşar peyniri
1 yumurta sarısı

Yapılışı:
Yoğurt ve zeytinyağı derin bir kasede karıştırılır. Yufkalar 8'e bölünür. Fotoğraftaki gibi üçgenler elde edilir. İçleri soslanır.
Üzerine bir üçgen daha koyulur. Onun üzeri de soslanır. Daha sonra fotoğraftaki gibi ucunda küçük bir üçgen kalana kadar katlanır.
                                                                O üçgen de içeri kıvrılır.
Böylece bir çanak elde edilmiş olur. İçine küp doğranmış sucuk, biber ve domates, rendelenmiş kaşar peyniri harmanlanıp eklenir. Dışına 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile çırpılmış yumurta sarısı sürülür. (Benim içine kullandığım yoğurt, sıvıyağlı sosdan çok az artmıştı, içine yumurta sarısını ekleyip çırptım ve böreğin çanak kısmına sürdüm.)
180 derecede önceden ısıtılmış fırında altı üstü kızarana kadar pişirilir. Afiyet olsun.

27 Mayıs 2012 Pazar

Çilekli rulo pasta



Dünki çilekler o kadar taze ve güzeldi ki bunları bir pastanın üstünde ölümsüzleştirmem gerektiğine karar verdim. Reçelimi yaparken o kadar güzel çilekler geçti ki elimden onları ayırmadan edemedim. Daha sonra nette yaptığım araştırmalarım sonucu böyle bir pasta yapmaya karar verdim. Aslında ben çizkek yapacaktım, Cahide'nin bir tarifi ile. Ama evde labne yoktu. Ben de bunu yaptım. İpek çok sevindi ve bana çok çook teşekkür etti. 
Yaşpastanın da çocuklukla bir alakası olmalı diyorum ben de! 
Hani demiş ya Cemal Süreya: Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. diye. (Çok doğru bir tespittir bence.)


Malzemeler:
Pandispanya:
5 yumurta
1 Türk kahvesi fincanı toz şeker
4 yemek kaşığı un
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 paket vanilin
Kreması:
2 buçuk su bardağı süt
2 çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı un
4 tatlı kaşığı mısır nişastası
1 adet limon kabuğu rendesi
1 paket vanilin
Yeterli miktarda çilek
Dışı için:
1 paket krem şanti
1 Türk kahvesi fincanı süt



Yapılışı:

Önce krema hazırlanır. Vanilin ve limon kabuğu rendesi hariç tüm krema malzemeleri karıştılır. Harlı ateşte çırpıcıyla sürekli karıştırılarak kıvam alıp üzeri göz göz olana kadar pişirilir. Pişince altı kapatılır, vanilin ve limon kabuğu rendesi eklenir. 2-3 dakika blenderdan geçirilir. Bir kaseye alınır, üzeri streçle örtülür.(Üzerinin kurumaması için.)

Pandispanya için:

Fırın yüksek ısıda (180 derece olabilir.) ısıtılır. Büyük boy fırın tepsisine sadece tabanını kaplayacak büyüklükte yağlı kağıt serilir. Bu kağıt yağlanır ve üstü unlanır.

Yumurtaların sarıları ve yumurtaları ayrı kaplara konur. (Çelik veya cam kase) Yumurtaların sarısı ile şekerin üçte ikisi çırpıcı ile köpük köpük olana kadar çırpılır. Vanilin eklenir, 2 dakika gene çırpılır. Ayrı bir yerde un ve kabartma tozu 2 kere elenerek karıştılır ve yumurtaların sarısı ile şekerin çırpıldığı kaba eklenir. Sadece özleşene kadar çırpılır bırakılır. Fazla çırpılmayacak. Diğer tarafta yumurta beyazları 1 çimdik tuz ile kar gibi olana dek çırpılır. Kalan şeker de eklenip parlak köpükler olana kadar çırpılır. Daha sonra tahta bir spatul yardımıyla aynı yöne doğru karıştırılarak, yumurtanın beyazı olan karışım diğer karışıma eklenir. Söndürmemeye dikkat ederek sadece karışana kadar ve yavaş yavaş. Hep aynı yöne doğru karıştırıyoruz. Hazırlanan karışım tepsiye dökülür. 10-20 cm yükseklikten 2-3 kere tezgaha bırakılır. Tepsiye iyice yayıldığında fırına verilir. Bu esnada fırının başından ayrılmayın. Çok hızlı pişecek, 7-8 dakikada (en fazla 10 dakika) hazır. 

Kek 5 dakika soğutulur. Tezgaha büyükçe yağlı kağıt serilir. Üzerine pudra şekeri ve kakao elenir. Soğuyan kek bu yağlı kağıdın üzerine ters çevrilir. Üzerinden yağlı kağır alınır. Eğer kekin kenarları kızarmış ve ya sertleşmişse bir bıçakla kesilip alınır. (sarılırken keki kırmaması için) İç krema bu kekin üzerine iyice sıvanır. Arzu edilen miktarda çilek küp küp doğranır. Kremanın üzerine sıvanır. Kek, yağlı kağıt yardımıyla olabildiğince sıkı bir şekilde rulo yapılır. Uçları da bayram şekeri gibi kıvrılarak buzdolabına kaldırılır. Bu şekilde en az 5 saat dolapta bekletilir. Servis etmeden önce krem şantisi hazırlanır, üzerine sıvanır. Arzu edilen şekilde süslenir. 
Yaş pastaları kesmeden önce bıçağınızı 1 bardak sıcak suyun içinde bekletirseniz daha hoş dilimler elde edersiniz. Afiyet olsun! :)



26 Mayıs 2012 Cumartesi

Pideli köfte




Güzel bir Cumartesi günü geçirdik çekirdek ailemle. İpek'e halası scooter hediye etti. Onun hevesiyle Botanik Park diye tutturdu! Biz de rahat rahat hevesini alsın bari diye götürdük. Her cumartesi olduğu gibi gene bir gelin-damat  fotoğraf çekimine rastladık. Biraz izledik, eğlendik!! Çok komik şekillere giriliyor bu foto çekimlerinde! Kendi çekimimde sürekli kahkaha atmaktan bir çok fotoğrafta bademciklerim görünüyor bu sebeple! 

Öylece bankta otururken eşimin sunduğu 2 tekliften işime geleni seçtim ve oooh misss gibi hava alıp geldim. :)) Seçeneklerden biri Bursa Küçük Sanayi'de Edirne usülü ciğer tava yapan bir yer var ki biz bayılıyoruz ciğerine, orada bir ziyafet!! (Ziyafet ama ortamı görmelisiniz!! Sanayinin ortasında bir sürü tulumlu araba tamircisiyle birlikte plastik tabak, çatal kaşıkla yediğiniz ciğerin de pilavın da tadı dehşet!! ) Tabi ben diğer cazip teklif yanında bunu tercih etmedim!

Diğer teklif de: bir doğa gezisi... Misi köyünden girdik. Doğancı barajı, ardından Özkaynak köyü, Soğukpınar köyü ve dağ yolundan dönüş.. Barajın yemyeşil rengi, yamaçların yeşiliyle bir şölen gibiydi. Yoldaki köylülerden kiraz, çilek, marul ve sultani bezelye aldım. Hepsinin tazecik hali öyle cezbediciydi ki..


Kirazları epey tükettiğimizden kalanların fotoğrafını İpeğimin elinde çektim. :) Anne kolum ağrıdı hadiiii! :)

                                                        Bezelyeler henüz poşettee :)


                      Çilekler yıkandıktan sonra! Hava yağmurluydu ya epey bir kum çıktı çileklerden!

Arabada kiraz yemekten karnımız ağrıdı! :)  Çilekleri yıkadım ve şekere yatırdım. Reçel olacaklar. Bir kısmını ayırdım tabi ki!

Neyse dönüşte karnımız öyle acıkmıştı ki! Dolapta köftem vardı hazırda. Bakkaldan da tırnak pide aldık ve bu nefis pideli köfteleri yaptım 5 dakikada. Bursa'da meşhurdur bilen bilir. Geçeyim tarife!

Malzemeler:
Altı için:
1 adet tırnak pide
Yarım yemek kaşığı tereyağ
Salçalı sos için: 
1 yemek kaşığı salça
1 çay bardağı su
1 kesme şeker
Köftesi için:
Yarım kilo kadar kıyma
2-3 dilim ekmek
1 çay kaşığı pul biber
Yarım çay kaşığı kekik
Yarım çay kaşığı nane
1 çay kaşığı tatlı toz biber
2-3 diş sarımsak
1 küçük boy soğan
(Bu köfte tarifi bana aittir. Bursa'nın pideli köftesindeki köfte tarifi değildir.)
Üzeri için:
2 yemek kaşığı tereyağ

Yapılışı:
Köfte malzemesindeki ekmekler ıslanır sıkılır. Soğan ve sarımsak rendelenir. Diğer malzemeler de eklenerek köfte yoğurulur. Çok büyük olmayacak şekilde köftelere yuvarlak şekil verilir.

Tırnak pide küp küp doğranır. Bu arada salçalı sos malzemeleri karıştırılır. Ocakta kaynatılır ve altı kapatılır. bir tavada doğranan pideler tereyağıyla çevirilerek ısıtılır. Kavrulan pideler uygun bir tabağa alınır. Üzerine salça sos gezdirilir. Köfteler tercihen ızgarada (ben tavada kızarttım) pişirilir. Soslanan pidelerin üzerine bir sıra köfte dizilir. En son olarak da kızdırılan tereyağ köftelerin üzerine gezdirilir. Yanında mutlaka yoğurt ile servis edilir. (Bu tarif tüketildikten sonra mümkünse 1 saat koşulur!! :))



                            


24 Mayıs 2012 Perşembe

Mantar kek




Burada gördüğünüz ne kadar mantar kurabiye ise bu da o kadar MANTAR KEK. İsmini İpeğim koydu:
 -Anne mantara benziyor bunlar! dedi. Ben de e mantar kek olsun bari dedim. Yaparken amacım sadece kek yapmaktı! O sebeple basit bir kek tarifi vereceğim size. Kalıbını alalı epey oldu. IKEA'dan almıştım ve aslında amacım kağıt kalıpları düzgün tutacak bir kalıp almaktı. Fakat olmadı. :D Benim kalıplara göre epey dar uzunca bölmeleri vardı. Durdu durdu elime geçti dün akşam. Dur deneyeyim dedim. Her bir kek bölmesini teker teker tereyağıyla yağlayıp, unlaması zor olsa da, asıl zor olan kısmı bu kalıbı yıkamak gibi geldi bana. Neyse şöyle söyleyeyim. Bu yağlayıp unlama faslı sebebiyle, keklerim yapışmadı ve yöntem her zamanki gibi %100 başarı verdi. :) Neyse geçelim tarife..

Malzemeler:
2 yumurta
1 su bardağı şeker
1 çay bardağı zeytinyağı
1 çay bardağı süt
1 çay bardağından az tahin
1 paket vanilin
1 paket kabartma tozu
2-2.5 su bardağı un (Ununa göre değişiyor. Kıvamını aldıkça ekleyin. Benim unum kepekli olduğu için hemen kıvam aldı.)

Yapılışı: Yumurta ve şeker iyice çırpılır. Süt, tahin ve zeytinyağı eklenir, çırpılır. İçine kabartma tozu ve vanilin eklenen un da eklenir. İyice pürüzsüz bir hamur elde edene kadar çırpılır. Kalıp yağlanıp unlanır. Her bölme yarısına kadar kek harcıyla doldurulur. 170 derece ısıtılmış fırında üzeri kabarıp kızarana kadar pişirilir. Fırından çıktıktan sonra, kalıptan çıkarmak için 5 dakika beklenmelidir.

Bu kekin en çok kalıplardan taşmış puf puf görünüşü cezbedici oluyor. Üzerine susam serpecektim, fırına attıktan sonra akıl ettim. Siz serpin bence. O görüntü de çok hoş oluyor ve susam keklere gerçekten yakışıyor.



23 Mayıs 2012 Çarşamba

Pırasalı lahmacun (etsiz)

Bir etkinliğe katıldım. İlgiyle takip ettiğim bir sitede, tamamen iyi niyet ve dostluk üzerine düzenlenmiş bir kaynaşma etkinliği diyorum ben buna. Öyle büyük ödüller yok, kıyasıya rekabet yok. Çok güzel tarifler takip ediyorum bu sayede. Çok güzel etkileşimler yakalıyorum. 

Bu tarif epeydir aklımda. Nette arattım ve daha önce yapıldığına dair bir bilgi elde edemedim. Şimdilik ''Bu tarif bana aittir.'' diyebiliyorum. Cahideciğim, bu etkinliği duyurduğunda ''Tamam, vaktidir.'' dedim ve yaptım, yolladım hemen. O da sağolsun yayınladı. Bir günde ziyaretçi sayım 200'ü geçmezken tam 850 ziyaretçim oldu o gün! Beni en çok mutlu eden de beğeni mesajları oldu. Ben kazandım bu etkinlikten kazanacağımı. Şimdi de bu güzel :) tarifimi sizlerle paylaşma zamanı. Sevgilerimle!



Malzemeler:
Hamuru için:
3 su bardağı tam buğday unu
1 tatlı kaşığı tuz
2 yemek kaşığı zeytinyağı
2 tatlı kaşığı instant maya
Aldığı kadar ılık su

İç malzemesi:
1 orta boy soğan
1 bağ pırasa
1 çay kaşığından az karabiber
1 çay kaşığı pulbiber
3 orta boy domates
4-5 yemek kaşığı zeytinyağı

Yapılışı:
Hamuru hazırlamak için tam buğday unu bir karıştırma kabına alınır. Üzerine tuz, instant maya eklenir ve harmanlanır. Ortası havuz yapılır, zeytinyağı eklenir. Yavaş yavaş ılık su eklenerek çok sert olmayan bir hamur elde edilir. 20-30 dakika mayalanması için ılık bir ortama bırakılır.

İç malzemesi için, soğan ve kabuğu soyulmuş domatesler doğrayıcıdan geçirilir. Bir tavada zeytinyağı ısıtılır. Domates ve soğanlar bir iki defa çevirilir. İnce ince kıyılmış pıralasalar eklenir. Tuzu eklenir. 1-2 dakika çevrildikten sonra 1 çay bardağından az su eklenir. Kapağı kapatılıp suyunu çekene kadar pişirilir. Suyunu çekince baharatları eklenip ılımaya bırakılır.

Bu arada mayası gelen hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparılır, yuvarlanır. Servis tabağı büyüklüğünde açılır. Üstüne pırasalı harçtan sıvanır. Kapağı kapalı bir şekilde 2-3 dakika ısıtılmış teflon tavaya peçete yardımıyla zeytinyağı sürülür. (Bu işlem bir kere yapılsa yeterli. diğerlerini pişirirken yağlamaya gerek yok tavayı.) Lahmacun içine koyulur, kapağı kapalı bir şekilde 2-3 dakika kısık ateşte pişirilir. Bütün lahmacunlar için aynı işlem tekrarlanır. Afiyet olsun.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Kuru kayısılı karamelli pasta

Bu tarifi gördüğüm anda denemeye karar vermiştim. Bugüne nasipmiş. Cahideciğimin kendisine ait bir tariftir bu. Söylemeden de geçemeyeceğim.

Cuma günü Bursa ve İstanbul'da ciddi fırtına ve yağmur vardı. Kardeşimi görmek için İstanbul'a yola çıkacaktım. O sabah aniden karar verdim ve bu tarifi yaptım. Haliyle araya sıkıştırılmış bu tarif benim vaktimi biraz kısıtladı, ama aklıma koyduğumu da yapmış bulundum!!

Akşam 20:00'de bindik. 2 saate kadar feribot sırası bekledik. Gece yarısından sonra ulaşabildik varacağımız yere. Çok şükür ki kazasız belasız varabildik. Geç olsun ama güç olmasın değil mi?

 İstanbul'a vardığımızda da durum farklı değildi. Cumartesi günü güneş biraz yüzünü gösterdi, çocukları dışarı çıkardık. O kadar! Gerisi gene yağmur! Olsun en azından hasret giderdik. Dün akşam yorgun argın evimize döndük çok şükür. Güzellerden bir kare!

Gelelim tarife. Benim çok sevdiğim hem ıslak kek hem muhallebi bir arada. Üstelik bir de karamelli. Daha ne olsun! Üstündeki cevizler ertesi güne kalınca yumuşadı ve kıtırlığını kaybetti. Bu konuda Cahideciğime danışacağım. Bu ayrıntı dışında nefis şık bir pasta! (Ben 26 cm çapında kelepçeli kalıp kullandım.)


Malzemeler:

Kek malzemeleri: (26 cm kelepçeli kalıp için)
2 adet yumurta
1 çay bardağı şeker
1 çay bardağı süt
1/3 çay bardağı zeytinyağı
1 su bardağı un
1.5 çay kaşığı kabartma tozu
1 çay kaşığı portakal kabuğu rendesi (limon kabuğu kullandım.)

Muhallebi malzemeleri:

4 su bardağı süt
2 yemek kaşığı nişasta
2 yemek kaşığı un
4 yemek kaşığı şeker
1 yemek kaşığı tereyağı

Tabanı için:
 400 gr. kuru kayısı
1 çay bardağı ceviz

Karamelli şerbet  malzemeleri:
2  çay bardağı şeker
2  çay bardağı su (orjinalinde su bardağı iken ben dikkat etmemişim. Çay bardağı ile ekledim! :))
Çeyrek limon suyu

Yapılışı:


Öncelikle keki hazırlayın. Yumurta ve şekeri iyice çırpın. Sütü, yağı ve limon kabuğunu ekleyin. En son un ve kabartma tozunu ekleyip karıştırın. Yağlanıp unlanmış tepsiye dökün. 180 derecede kekinizi pişirin. (Benim unum tam buğday unu olduğu için rengi biraz daha koyu düştü.)
Kek pişerken kuru kayısıları küçük doğrayın. Cevizi kırın.
Pişen keki kalıptan çıkarın.Kalıbı yıkayıp kurulayın. Yeniden hafifçe yağlayın.
Küçük bir tencerede 2 çay bardağı şekeri kısık ateşte karıştırarak eritin. Çok yakmayın. Eriyince tamamdır.
Üzerine 2  çay bardağı soğuk suyu yavaşça döküp kaynamaya bırakın. Kaynadıkça şeker eriyecektir.
Limon suyunu ekleyin. Cıvık bir şerbet elde edin.
Altını kapatın. Şerbetin içine kayısıları atın. 2-3 saniye şerbetin içinde çevirip kevgirle ayrı bir kaba alın. Cevizlerle karıştırıp tepsinin dibine serin.
Diğer tarafta, yağ  haricindeki muhallebi malzemelerini tencereye alıp karıştırarak muhallebiyi pişirin.
Pişen muhallebiye tereyağı  ekleyip  5 dakika kadar mikserle çırpın. (Ben tereyağ eklemedim. Tereyağım yoktu.Muhallebiye hiç yağ eklemedim.)
Bekletmeden kayısıların üzerine döküp yayın.

Önceden pişirdiğiniz keki de muhallebinin üzerine sıcakken kapatın hafifçe bastırın. Keki bir çok kısmından kürdanla delin. Karamelli şerbeti kekin her yerine gelecek şekilde dökün. Bu şekilde en az 2-3 saat buzdolabında bekletin. Servis etmeden önce servis tabağına çekin. Dilimleyip servis edin.
 Cahide sitesinde fotoğraflarla çok güzel izah etmiş. Oradan faydalanabilirsiniz.
Tüm maharetlerini konuşturmuş gene Cahideciğim. Ellerine yüreğine sağlık. Bütün güzel tariflerini ve sıcaklığını bizimle paylaştığı için çok teşekkür ediyorum. O kadar çok takipçisi var ki... Bu da büyük bir yük ve o sabır ve iyi niyetle herşeyin üstesinden geliyor.Kolaylıklar diliyorum.

17 Mayıs 2012 Perşembe

Kurutulmuş fasulye ile türlü


İklim sebebiyle epey nemli olan memleketimde taze fasulyeyi taş fırınlarda kurutur, kışlık olarak saklarız biz. Ben bunu sadece Giresun'da yapılıyor sanıyordum. Taa ki bir velim, bana bu fasulyeleri getirene kadar. Bursa'da ipe dizilip güneşte kurutulurmuş meğer. Çok hoş bir görüntüsü vardı. Epey de bereketliymiş. Ne çok yemek çıktı b fasulyelerden bilseniz. Bilen bilmeyen için fotoğrafladım kuru halini.

Epeydir canım türlü istiyordu. Benim için yaz mevsiminin bir işaretidir türlü kokusu :) Tarifine geçelim:

Malzemeler:
Bir miktar kurutulmuş taze fasulye
1 adet patlıcan
1 adet soğan
1 adet domates
1 adet salçalık biber
2 orta boy patates
3 diş sarımsak
Zeytinyağı, tuz

Yapılışı:
Kurutulmuş fasulyeler bir tencere alınır, üzerine geçecek kadar su ile yumuşayıncaya kadar pişirilir. Piştikten sonra süzülür. İçinden ipliği alınır. Bir tencerede yemeklik doğranan soğan ve sarımsak domatesler zeytinyağında sotelenir. Salçalık biber ve patlıcanlar yemeklik doğranır eklenir. Patates ve yumuşamış fasulyeler de eklenir. Üzerini geçecek kadar su eklenir. Tuzu da eklendikten sonra kaynadıktan sonra altı kısılarak pişirilir. Patatesler yumuşadığında pişmiştir. Fazla kaynatmak patateslerin dağılmasına sebep olabilir. 

Bu sefer salça eklemedim, fakat isteyen soğanları sotelerken 1 yemek kaşığı salça da ekleyebilir. O şekilde de çok lezzetli oluyor. Afiyet olsun.



13 Mayıs 2012 Pazar

Karaşimşek pilavı :)

Mercimekli pilavı  her yaptığımda aklıma Kemal Sunal'ın Şendul Şaban filmi ve şu aşağıda gördüğünüz sahne gelir. :)))


:))) Çok güzel bir filmdir. Ben bu filmdeki şu Kemal Sunal'ın kucağındaki kızı tüm huysuzluğu ve şirinliği ile İpek'e benzetirim hep!
Bu filmde tencereye bulguru, mercimeği öylecene yıkamadan bir döküşleri vardı ki, o çocuk aklımla bööğğ! derdim, iğrenirdim. :)))

Gel gelelim, karaşimşek ismine.. Yeşil mercimeğin ismi bizim evde öyle!

Sadece bulgurla yapıyorum ben bu pilavı aslında ama evde bulgur az kalmış, ben de pirinçle zenginleştirdim.
Gelelim tarife...

Malzemeler:
1 su bardağı bulgur
Yarım su bardağı pirinç
1 su bardağından az yeşil mercimek
1 orta boy soğan
1 yemek kaşığı salça
Yarım çay bardağından az sıvıyağ
Karabiber

Yapılışı:
Bulgur ve pirinç ıslatılır. Mercimek üstünü 3 parmak geçecek kadar suda 10 dakika kaynatılır. Süzülüp yıkanır.
Soğan yemeklik doğranır. Sıvıyağ ve salça ile tencerede sotelenir. Süzülen pirinç ve bulgur karışımı eklenir, biraz (2-3 dakika) çevrilir, mercimekler eklenir. Karabiber de arzu edilen miktarda eklendikten sonra suyu ve tuzu eklenir. Suyunu göz kararı ekledim, ölçmedim. Fakat 2 buçuk su bardağından az olabilir ölçüsü yaklaşık. Suyu soğuk ekledim ayrıca. İstenirse kaynar su da eklenebilir. Kaynadıktan sonra altı kısılır. Hafif ateşte ağır pişirilir. Suyunu çekince altı kısılıp dinlendirilir.

Arpa şehriye salatası


İşte Ayla teyzenin tarifini sır gibi sakladığı salata! :)) Daha önceki gönderilerimi takip edenler, Emir'in doğumgününde atom karınca Ayla Teyze'den tarifi istediğimde aldığım cevabı hatırlarlar sanırım! :)) ''Gız havunun tarifinden n'olacak!! :)) Şimdi bunun asıl malzemesi bol maydanozmuş da, evde olmadığından ekleyememişler. Neyse bu haliyle de gayet başarılı. Hafif ve doyurucu olmuş olmasına da tek başına yemedik ki biz bunu ohoooo! O akşam sofrada neler neler yoktu kii! Neyse geçelim tarifee :)

Malzemeler:
1 paket arpa şehriye
1 kutu hazır garnitür
1 kutu haşlanmış mısır
2 adet közlenmiş biber
4-5 adet taze soğan
15 dal maydanoz
1 adet limonun suyu
Zeytinyağı (arzu edilen miktarda)

Yapılışı:
Arpa şehriye, makarna haşlanır gibi süzülür. Süzdükten sonra üstünden soğuk suyu geçirilir. Diğer tarafta maydanoz ve soğanlar kıyılır. Közlenmiş biberler küçük küçük doğranır. Diğer malzemeler de eklenerek geniş bir kapta salata harmanlanır. Limon suyu ve zeytinyağı da eklenir. Salatamız hazır. Gııız! Unun tarifinde ne vaar?? :)) Afiyet olsun heri!

11 Mayıs 2012 Cuma

Otlu omlet

 Malzemeler:
3-4 adet taze soğan
6-7 dal maydanoz
6-7 dal dereotu
4-5 dal nane
Pulbiber
1 yumurta
1 kibrit kutusu kadar peynir
1 yemek kaşığı kadar zeytinyağı

Yapılışı:
Kıyılmış soğanlar zeytinyağı ile tavada sotelenir. Diğer yeşillikler de ince kıyılır. Bir kapta yumurta, peynir ve pulbiber çırpılır. İçine kıyılmış taze nane, maydanoz, dereotu eklenir. Sotelenen soğanların üzerine yumurtalı karışım da eklenir. Kapağı kapatılır, 1 dakika kadar sonra bir tabak yardımıyla omlet çevirilir. Diğer tarafı da pişince hazır. Üzerine pulbiber serpilip afiyetle yenir. :)

Patlıcan kızartması (mısır unuyla)

 Patlıcanları fazla haşladığım için şekli biraz eciş bücüş oldu. Ama lezzette bir sıkıntı yoktu. :) Biz Giresun'da patlıcanları ince uzun dilimleriz. Sonra tuzlu suda haşlar ve süzeriz. Soğuduktan sonra da mısır ununa bulayıp tavaya döşeriz sıra sıra. Kapaklı tava ile altını üstünü nar gibi kızartırız işte böyle. Dadından yinmez! :D Dediğim gibi ben haşlama faslında işe güce dalınca patlıcanlar fazlaca haşlandı. Ben de tek tek una bulamak yerinde, üzerine biraz mısır unu serpiştirdim ve öylece tavaya döşedim. Daha şekillisini yapınca fotoğrafı değiştiririm. Bu yemeği sevmek için patlıcan aşığı olmak gerekmiyor. Herkes afiyetle tüketebilir bence. Her öğün için ideal, doyurucu bir yemek. Bilenler bilmeyenlere anlattı! Şimdi bilmeyenler denesin bakalım! Afiyetlee!

10 Mayıs 2012 Perşembe

Ödüllü blogger da olduk.

http://esraveannesi.blogspot.com/'dan bir yorum geldi. Ödülüm varmış :) Allah Allaaah, neymiş ki? Bu yeşil fotoğraf! Bloglarda görüyordum epeydir. Valla merak da etmemiştim, neymiş bunun anlamı diye. Dün merak ettim bana da gelince.

Çok yönlü blogger demekmiş. Estağfurullah, değilim ben o! :)) Vallahi değilim, öylesi vakit öldürüyorum işte. Neyse teşekkür ediyorum çok çok çook. İsteyen herkese gönderiyorum bu mimi ve ödülü. Tek tek yazamam ki vaktim yoook :( Zaten herkes almıştı benden önce!

Kendimle ilgili 7 gerçeği açıklamam istenmiş.


1-) Çok sıcak, güleryüzlü, anlayışlı bir insanımdır! :D Fakaaaat bunun altında yatan aniden patlamaya hazır  bir volkan yatar. Ani parlar, ani sönerim.


2-) Çok tembelimdir. Keyfim ve kahyası beni hiç rahat bırakmazlar. Yapmak istemediğim şeyleri erteler de ertelerim.


3-) Çok evhamlıyım. bir yakınımla ile ilgili bir durum olsa ya da birinden haber alamasam, ulaşamasam direkt yazarım senaryoyu, hiç acımam. İhtimaller hep kötüye yol alır benim zihnimde. (Bundan kurtulmayı çok istiyorum.)


4-) Hayalini kurduğum, küçük bir çocukken istediğim mesleği yapıyorum. İşimi ve öğrencilerimi çok seviyorum. Çok bilmiş velileri sevmiyorum. Mesleğimi ayaklar altına alan, itibarsızlaştıran hiçkimseyi sevmiyorum, hatta çok öfkeliyim onlara! Beni çocuklarımla rahat bıraksınlar istiyorum.


5-) Kızıma yeterince vakit ayıramadığım için çok üzülüyorum. Mesleğim sebebiyle çok tahammülsüz olabiliyorum ve bu durum kendi çocuğuma katı ve kuralcı bir anne olmamı sağlıyor. Böyle olmasını hiç istemiyorum aslında.


6-) Yüreği ikiye bölünmüş kadınım. Annem ve babamla aramda 1000 km. mesafe var. Bu sebeple içimde bir sıkıntı ve eksiklik var. Bu hep var... Onların yanında olduğumda da, burda olduğumda da.


7-) Gezmeyi ve eğlenmeyi çok seviyorum. İçinde bulunduğum tekdüzelikten kurtulayım da sessiz ve sakin olmak koşuluyla nereye gittiğimin önemi yok. Yeni yerler görmeyi çok seviyorum..

İşte benden bu kadar..

 Öğrencilerimden bahsettim de sizlere 23 Nisan'da yaptığımız gösteriyi anlatmadım ben değil mi? 



46 mevcutlu sınıfımda 44 kişinin katılımıyla dolu dolu bir sahne, bildiğiniz stad gösterisi gibi oldu ''YARAMAZ FARECİKLERİM''

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Bir doğumgünü yavrusu

Tam da geçen yıl o gün. 7 Mayıs.  Gönül teyze Demet'in telefonunda aradı, hastanede olduklarını söyledi. Apar topar koştuk hastaneye. Minik Emir Salih'i gördük, kokladık. Demet'imle görüştük. Hatta birsürü telefon görüşmesi yaptı. ''Kaç kilo doğdu bebek?'' diye soran arkadaşımıza ''49'' cevabını verdi!! :D Çikolatasını da yedik evimize geldiik :) 2 gün sonra Demet Hanım'ı aradığımda ne dese beğenirsiniz?
-Sen niye bizi görmeye gelmiyon bakıyım? Oğlumu merak etmiyon mu??

Eveet! Hatırlamıyordu! Anesteziden yeni uyanmıştı. Ne telefon görüşmelerini, ne muhabbetlerimizi... Hiçbirini!! :D

İşte böyle.. O kuzu şimdi 1 yaşında. 1 yıl ne çabuk da geçti gitti...

Yorucu bir günün ardından aldık pastamızı koştuk Demet Sultanlara. İpek çok heyecanlıydı. Ne zaman başlayacak diye yedi bitirdi beni. Benim başağrım nüksettiğinden pek birşey anlamadım. Yakın akrabamızın kaza haberini de almıştık, keyfim pek yerinde değildi. İyiki varsın Emir Salih. İşte ilk yaşından kareler :) Bu da benden hediye olsun :)

                                                                    İpoş bekleyişte :)

                                                                 Tarifler yakında :)

                                                               Emir dayısıyla görüşüyor :)


                                                              Doğumgünü sabırsızları :)


                                                                  Beyfendi hazırlanıyor :)


                                                    Hımm bi foto almalı bu yakışıklıyla :)


                                                       Muynunu yiyesiniz geldi mi sizin de?

                                                   Rabbim nazarlardan korusun sizi güzel dostlarım..

                                                 Demiştim ben pasta parmaklanacak diye!

                                                                   Bi de böylesi poz :)


                                                                    Anasının guzusuuu :)


                                             Bu poza bayıldım! Şşşşş! Orada neler oluyooor?
                                                          Pastayı kaçırıyoruuum :)

                                                                  Rahatlayan kuzular :)

İşte bu kadaar!  Şimdi o akşam Demet'in annesi babası ve iki teyzesi de vardı. Gönül teyze, Ayla teyze ve Mesure teyze!! 3 Silahşörler onlar. Bi uçan bi de kaçan kurtulur ellerinden. Arpa şehriye salatasının tarifini yazıver de bloğa ekleyeyim, dedim Ayla teyzeye.
-Gız unun tarifinde ne var. Şehriyeyi haşla, al bimden garnitürü! Töbeee! dedi bana :)