Her ne kadar telefonla akşam ışığında çektiğim fotoğraf lezzetini yansıtmasa da annemin ellerinden en çook sevdiğim çorbalardan birini tatlı anlatımımla öveceğim sizlere, denemeden uyuyamayacaksınız! :)) Bunu daha önce neden hiç kendim pişirmemişim ben? Büyük kayıp! Kızdım kendime! Çorba severlere müjde. Şu görmüş olduğunuz çorba çokça taneli ve biraz koyu kıvamlı bir çorbadır bilginize! Tek başına yoğurtla bir öğündür bence. Lezzetinden dolayı 1 kase içip (içmek denemez; bu çorba daha çok yenilebilir koyu çünkü) bırakmak mümkün değil. Bu sebeple ekmeksiz götürmeli bunu. :) Ayrıca bolca pulbiberin yakıştığı nadide sağlıklı hafif bir yemek yerini tutar. Şimdi gel gelelim tarife. Bu çorbanın olmazsa olmazı ''mısır yarması'' var. Mısırın 'mısır unu' olmadan bir önceki hali. Karadenizlilerin dolabında mutlaka bulunur da. Diğerleri nerden bulur bilmem. İllaki bulunur ama. Bana annem kendi elleriyle hazırladığı yarmadan vermişti. Haliyle epey bi lezzetli ve organik. Neyse tarife geçelim.
Malzemeler:
2 adet pırasa
1 elmek ( tek avuç :)) mısır yarması
1 elmek mısır unu
1 elmek pirinç
1 adet soğan
4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
Yarım yemek kaşığı salça
Yapılışı:
Yaklaşık 1 buçuk- 2 litre su uygun bir tencereye doldurulur. Mısır yarması da eklenerek bu su kaynamaya bırakılır. Kaynamasına yakın varsa üzerine çıkan kefi bir kaşık yardımıyla alınır. Su kaynayınca ince ince kıyılan pırasalar eklenir. Pırasalardan 4-5 dakika sonra pirinçler eklenir. Bu sırada soğan yemeklik doğranır. Ayrı bir tavada tuz,salça ve zeytinyağı eşliğinde güzelce kavurulur. (Ben önce su ekliyorum; suyunu çektirip soğanlar pişince yağını ekliyorum daha sağlıklı oluyor.) Kavrulan soğanlar çorbaya eklenir. 5 dakika kaynadıktan sonra mısır unu da yavaş yavaş ve karıştırılarak eklenir. Çorbamız hazır. Afiyetle...
İpek Hanım'ın saçlarını kestirdik dün. İyice uzamıştı. Taramak da, yıkamak da, kurutmak da zor olmaya başlamıştı. Epey de dökülüyordu. İkna edene kadar akla karayı seçtim. Onlarca saç kesim videosu izledik. Canının yanmayacağına garanti verdim de anca öyle... Bu da yeni hali :)
Ellerine sağlık hayatım.ben de bunu bezelyeyle yaptım ama cucukler pek sevmemisti.yarmam da var ben de yapayım boyle ozaman.ipegede bayıldım.çok güzel olmuş saclari.sevgilerle kucakliyorum.
YanıtlaSilPancar çorbasının pırasaya uyarlanmış hali :) Ben çok seviyorum. Bir dene derim. Annem çok güzel yapar. Ben de güzel yapabiliyormuşum!! :D Afiyet olsun şimdiden.
YanıtlaSilEllerinize sağlık.
YanıtlaSilHoşgeldim.
Pırasasever anne Çiğdem
Hoşgeldiniz :) Pırasa sevilmez mi hiiç değil mi? Ben size geldim mi acaba? Bi kontrol edeyim!
Silbende buğdaylısını yapıyorum ve aynı senin gibi öve öve bitiremem:)
YanıtlaSilhemen yapasım geldi ama pırasa yok,ellerine sağlık...
Çok lezzetli; 2 koca kaseyi bol pul biberle devirdim. :) Hemen yarın pırasa alınaa o vakit! Tiz tizz pırasa alınaa! :)
Silİpoş genç kız olmuş yau :)
YanıtlaSilYeme özürlü oğlum pırasa yemiyor biiir. Hatta sebze olarak ne yiyor dediğinde verecek cevabım yok ikiii. Yine de deneyeceğim. Yarma yok, un mu katam? Bulamaç gibi olur be :)
Can bu çorbayı yerse (kıvamı yoğun ya hani) firarperestliğimin tuttuğu bir ara ordan geçip öperim seni. Tabii başka bir dilekte de bulunabilirsin :)
Şerifem buğdayla yapabilirsin. Şu dövme buğday deniyordu; sanırım ondan. Kıvamı o şekilde tutturursun. Bizim kız da aynı türden olduğundan seni anlıyorum. Bizimki bazen ''brekeli'' yiyormuş. O da işine gelirse. Benim bi çorbam var blenderdan geçirmeli; kereviz bile yedi haberi yok :)Her annenin en son silahı :)) Sen çorbayı kendin içi yap bence. Bi de bizim kız 4 yaşında ergenliğe girdi, hayatı ve bizi sorgulamaya başladı. Asi, alıngan ve sürekli dalgalı bir ruh hali sergiliyor. Evet genç kız oldu :)
YanıtlaSilHemserim merhaba ben de kecelilerdenim
YanıtlaSilHoşgeldin! Çok özür dilerim ''keceliler'' anlamadım gerçekten özür dilerim.
Silİngilizce anlarsaniz ergenlige giren cocukicin yazim var terrible two may happen diye
YanıtlaSilOkumaya çalışırım. Çok fazla terim yoksa anlarım. :)
Sil